Safiye Yılmazer Uruk
Köşe Yazarı
Safiye Yılmazer Uruk
 

NİSA YETER YILMAZER İLE YENİ KİTAP HEYECANI!

MÜREKKEP KARDEŞLİĞİNDEN YELDA’YA EN GÜZEL FISILTI: NİSA YETER YILMAZER İLE YENİ KİTAP HEYECANI! Değerli okurlarım, geçtiğimiz hafta 102. yılını gururla kutladığımız Cumhuriyet Bayramımızın ilelebet aynı coşku ve millî birlik duygumuzla birlikte kutlamamızı dileyerek söze başlamak istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk öyle bir güneş ki hiçbir karanlık, onun bize sağladığı aydınlıkların önüne geçemeyecek bir güneş… O yüzden gururla kutladığımız Cumhuriyetimizin hür aydınlığında, daha nice nice kutlu yıllara hep birlikte ilerlememiz dileğimle… Tekrar kutlu olsun! Millî gururumuzun yanında bir de şahsi gurur yaşadığım bir haftayı geride bıraktık. Şahsi gururum, Adana Yerel Haber ailemizin de yakından tanıdığı kardeşim Yazar Nisa Yeter Yılmazer’in kitabının basıma gitmesi oldu. Dünyalar güzeli yeğenim Yelda’ya da hayatı boyunca başucundan ayırmayacağı bir hediye olacak olan kitabının ismi ise; “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”. Yakında Karahan Kitabevi ve tüm internet satış mağazalarında yerini alacak olan bu kıymetli eserin doğuş hikâyesini gelin bir de gururum Nisa Yeter Yılmazer ile sizler için gerçekleştirdiğimiz, anlamlı ve keyifli röportajımızda hep birlikte okuyalım…   Yazar Kimliğiyle Tanıdığınız Safiye Yılmazer Uruk, Bu Hafta Köşesini Çocuk Edebiyatına Yeni Bir Soluk Getiren Kardeşi Nisa Yeter Yılmazer’e Bıraktı:   Nisa Hanım, yazarlığa ne zaman ve nasıl başladınız? Sizi yetişkin edebiyatı yerine, çocukların dünyasına çeken ne oldu? Yazmaya çok küçük yaşlarda başladım aslında. Yayınlanmayı bekleyen yetişkin edebiyatı alanında da iki ayrı eserim bulunuyor. Ancak bir anne için her zaman önceliği kendi çocuğu olduğu için anne olduktan sonra çocuk edebiyatının öncelik kazandığını fark ettim diyebilirim. Yeni kitabınızın adı; “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”. Biliyoruz ki bu fısıltılar, 1,5 yaşındaki kızınız Yelda’ya özel bir hediye. Bir anne olarak kendi çocuğunuzun isminin geçtiği bir eseri kaleme almak nasıl bir duygu? Bu kitap benim için işte tam olarak bu nedenle çok çok özel… Yelda’ya büyüdüğünde kalacak en güzel miras, annesinin onun adına çıkardığı kitap olacak… Ebeveynlerin hayattaki ilk gayeleri, evlatlarına rahat, konforlu ve sorunsuz bir gelecek sunmaya çalışmaktır. Ben de yazar bir anne olarak ona hayatı boyunca yanında olacak hatta Allah izin verirse ileride onun da kendi çocuklarına keyifle okuyabileceği bir kitap hazırlamak istedim. Annelik duygusuyla yazmanın tarifi ise oldukça zor. Çok gurur verici bir duygu. Yetişkinlere yazmakla, çocuklara yazmak arasındaki en büyük fark nedir? Bir çocuğun hayâl gücüne dokunmak nasıl bir sorumluluk gerektiriyor? Öncelikle yazı ve anlatım dilinde kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar derin bir sadelik ve kitabın vereceği mesaja uygun bir dil kullanmak oldukça önemli. Akademik kariyerimde Pedagojik Formasyon eğitimi aldığım için çocuklarla ayrı bir diyaloğum da gelişmiş oldu. Bu noktada; çocuk kitabı yazarken Pedagojik Formasyon eğitimim, aslında büyük bir fark yarattı. Çünkü bu eğitim, çocuklara yalnızca bilgi aktarmayı değil, çocuğun gelişim düzeyine, psikolojisine ve öğrenme biçimine uygun bir biçimde iletişim kurmamı da sağlamış oldu. Yani Pedagojik Formasyonlu bir anne ve yazar olarak sadece bir hikâye yazmakla kalmayıp çocukların gelişimine de katkı sağlayan bir deneyim yaratmış oldum. Çocukların yaş gruplarına göre de hayâl güçlerini tetikleyici dil gücü, çocukların o kitaba karşı dikkat olgularını da geliştirip dakikalarca, anlatılanlar üzerine düşünmelerini sağlamalıdır. Kitabım da bu temel düşünceler ışığında ve tüm bu özellikleri kapsayarak okurlarıyla bir araya gelmiş oldu. Peki, kitabınızda “mevsimler” birer karakter mi yoksa birer tema mı? Yelda’ya fısıldananlar arasında sizin ona en çok aktarmak istediğiniz hayat dersi niteliğinde olan nedir? “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”nda, Yelda adındaki bir çocuğun kitap boyunca yaşadığı mevsim gözlemleri ve keşfini bir arada bulabilmek mümkün. Bu noktada; mevsimler birer karakter değil, tema olarak işlediğim bir içerikte karşımıza çıkıyor. Onun yanında, Yelda’ya fısıldananlar arasında kitapta, kış mevsimindeki karla, birliktelik mesajı ve sonbaharda değişim ve sabır mesajı gibi her mevsime uygun fısıltılar da yer alıyor. Yani Yelda’dan yola çıkarak tüm çocuklara mevsimlerin fısıltıları ve öğretileri bu kitapta yerini aldı. Aslında yayınlanmaya hazır yetişkin kitaplarınız da varken, ilk olarak çocuk kitaplarınızdan birini yayınlama kararı verdiniz. Bu kararı alırken yazar olarak kariyer planınızda nasıl bir önceliklendirme yaptınız? İlk olarak anne kalbiyle Yelda’ya hediyemi sunma önceliğim, bu konuda karar vermemde oldukça etkili oldu. Evet, söylediğiniz gibi yayınlanmaya hazır yetişkin eserlerim de mevcut. Ve hâlihazırda sadece basımı bekliyor. Ancak annelikle birlikte ayrı bir bilgelik de yükleniyor galiba biz kadınlara. O yüzden önceliğimi her annenin yapacağı gibi ben de çocuğumun ismini taşıyan ve ona özel bir hediye olarak onun ismini verdiğim, “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı” kitabımla gerçekleştirmek istedim. Kısaca, hayatın öncelik planında olduğu gibi yazarlık kariyerimin öncelik planında da her zaman kızım baş köşeye sahip olmuş oldu. Ne mutlu ki… Köşe yazarlığınızın kitap yazma sürecinize katkısı oldu mu? Ya da tam tersi, kitap yazmak, köşe yazılarınıza nasıl bir bakış açısı getirdi? Köşe yazarlığında özellikle güncel konulara daha çok eğilerek kısa ve öz anlatım tekniği ve becerisi kazanmış oldum. Bunda elbette ki kıymetli okurlarımın da desteği ve ilgisi yadsınamaz ölçütte olmuştur. Onun yanında, kitap yazmak ise; yazılacak ya da işlenecek konulara daha derinlemesine bakmayı öğretti. Örneğin; köşe yazılarımda işlediğim konularda daha kısa ve net yorumlamalar yaparken, kitaplarımdaki konularda çok daha derinlemesine çözümlemeler, kurgusal bağlantılar ve karakterlerin iç dünyalarına inebilme gibi birden çok ögeyi iç içe ve daha girift olarak kullanabilme becerisi hâkimdir. Bende de böyle oldu. Çocuk kitabınızın ardından, o hazır bekleyen yetişkin kitapları ne zaman gün yüzüne çıkacak, diye sorsam? Bir de yakın gelecekteki hedefleriniz nelerdir? Annelik önceliğimle ilk basılı kitabımı, “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı” isimli çocuk kitabımla gerçekleştirmek istedim. Diğer yanda yayınlanmayı bekleyen yetişkin kitaplarım içinse, önümüzdeki yeni yılla birlikte bir de değerli okurlarıma yeni basım müjdesi daha vermeyi planlıyorum. Gelecek yeni yıl, hepimize sağlıklı mutluluklar getirsin dilerim. Yazmaya devam ettiğim kitabım da var ancak hâlihazırdakileri de en yakın zamanda okurlarımla basılı düzenlemeyle buluşturmak ayrı bir gurur daha yaşatacak.   Nisa Yeter Yılmazer’e bu samimi cevapları ve bizlere yaşattığı bu tatlı sürpriz için teşekkür ediyorum. Onun yazarlık serüvenine en yakından tanık olan ablası olarak; annelikte de yazarlıkta da yani her iki alandaki başarısıyla da gurur duyuyorum. Okumayı seven, okumanın ve öğrenmenin en kritik zamanlarının çocukluktan başladığını bilen tüm ebeveynlere ve çocuklara, “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”nı en kısa zamanda kütüphanelerine eklemelerini tavsiye ediyorum. Gururum Nisa Yeter Yılmazer’i de bu vesileyle tekrar tekrar tebrik edip en sadık okuyucusu olarak kaleminin ve yolunun daima minik prensesiyle birlikte çiçeklerle bezenip açık olmasını diliyorum… Sevgiyle ve birlikle kalın değerli okurlarım…
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2025 -Pazartesi
Safiye Yılmazer Uruk

NİSA YETER YILMAZER İLE YENİ KİTAP HEYECANI!

MÜREKKEP KARDEŞLİĞİNDEN YELDA’YA EN GÜZEL FISILTI: NİSA YETER YILMAZER İLE YENİ KİTAP HEYECANI!

Değerli okurlarım, geçtiğimiz hafta 102. yılını gururla kutladığımız Cumhuriyet Bayramımızın ilelebet aynı coşku ve millî birlik duygumuzla birlikte kutlamamızı dileyerek söze başlamak istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk öyle bir güneş ki hiçbir karanlık, onun bize sağladığı aydınlıkların önüne geçemeyecek bir güneş… O yüzden gururla kutladığımız Cumhuriyetimizin hür aydınlığında, daha nice nice kutlu yıllara hep birlikte ilerlememiz dileğimle… Tekrar kutlu olsun!

Millî gururumuzun yanında bir de şahsi gurur yaşadığım bir haftayı geride bıraktık. Şahsi gururum, Adana Yerel Haber ailemizin de yakından tanıdığı kardeşim Yazar Nisa Yeter Yılmazer’in kitabının basıma gitmesi oldu. Dünyalar güzeli yeğenim Yelda’ya da hayatı boyunca başucundan ayırmayacağı bir hediye olacak olan kitabının ismi ise; “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”.

Yakında Karahan Kitabevi ve tüm internet satış mağazalarında yerini alacak olan bu kıymetli eserin doğuş hikâyesini gelin bir de gururum Nisa Yeter Yılmazer ile sizler için gerçekleştirdiğimiz, anlamlı ve keyifli röportajımızda hep birlikte okuyalım…

 

Yazar Kimliğiyle Tanıdığınız Safiye Yılmazer Uruk, Bu Hafta Köşesini Çocuk Edebiyatına Yeni Bir Soluk Getiren Kardeşi Nisa Yeter Yılmazer’e Bıraktı:

 

  1. Nisa Hanım, yazarlığa ne zaman ve nasıl başladınız? Sizi yetişkin edebiyatı yerine, çocukların dünyasına çeken ne oldu?

Yazmaya çok küçük yaşlarda başladım aslında. Yayınlanmayı bekleyen yetişkin edebiyatı alanında da iki ayrı eserim bulunuyor. Ancak bir anne için her zaman önceliği kendi çocuğu olduğu için anne olduktan sonra çocuk edebiyatının öncelik kazandığını fark ettim diyebilirim.

  1. Yeni kitabınızın adı; “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”. Biliyoruz ki bu fısıltılar, 1,5 yaşındaki kızınız Yelda’ya özel bir hediye. Bir anne olarak kendi çocuğunuzun isminin geçtiği bir eseri kaleme almak nasıl bir duygu?

Bu kitap benim için işte tam olarak bu nedenle çok çok özel… Yelda’ya büyüdüğünde kalacak en güzel miras, annesinin onun adına çıkardığı kitap olacak… Ebeveynlerin hayattaki ilk gayeleri, evlatlarına rahat, konforlu ve sorunsuz bir gelecek sunmaya çalışmaktır. Ben de yazar bir anne olarak ona hayatı boyunca yanında olacak hatta Allah izin verirse ileride onun da kendi çocuklarına keyifle okuyabileceği bir kitap hazırlamak istedim. Annelik duygusuyla yazmanın tarifi ise oldukça zor. Çok gurur verici bir duygu.

  1. Yetişkinlere yazmakla, çocuklara yazmak arasındaki en büyük fark nedir? Bir çocuğun hayâl gücüne dokunmak nasıl bir sorumluluk gerektiriyor?

Öncelikle yazı ve anlatım dilinde kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar derin bir sadelik ve kitabın vereceği mesaja uygun bir dil kullanmak oldukça önemli. Akademik kariyerimde Pedagojik Formasyon eğitimi aldığım için çocuklarla ayrı bir diyaloğum da gelişmiş oldu. Bu noktada; çocuk kitabı yazarken Pedagojik Formasyon eğitimim, aslında büyük bir fark yarattı. Çünkü bu eğitim, çocuklara yalnızca bilgi aktarmayı değil, çocuğun gelişim düzeyine, psikolojisine ve öğrenme biçimine uygun bir biçimde iletişim kurmamı da sağlamış oldu. Yani Pedagojik Formasyonlu bir anne ve yazar olarak sadece bir hikâye yazmakla kalmayıp çocukların gelişimine de katkı sağlayan bir deneyim yaratmış oldum. Çocukların yaş gruplarına göre de hayâl güçlerini tetikleyici dil gücü, çocukların o kitaba karşı dikkat olgularını da geliştirip dakikalarca, anlatılanlar üzerine düşünmelerini sağlamalıdır. Kitabım da bu temel düşünceler ışığında ve tüm bu özellikleri kapsayarak okurlarıyla bir araya gelmiş oldu.

  1. Peki, kitabınızda “mevsimler” birer karakter mi yoksa birer tema mı? Yelda’ya fısıldananlar arasında sizin ona en çok aktarmak istediğiniz hayat dersi niteliğinde olan nedir?

“Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”nda, Yelda adındaki bir çocuğun kitap boyunca yaşadığı mevsim gözlemleri ve keşfini bir arada bulabilmek mümkün. Bu noktada; mevsimler birer karakter değil, tema olarak işlediğim bir içerikte karşımıza çıkıyor. Onun yanında, Yelda’ya fısıldananlar arasında kitapta, kış mevsimindeki karla, birliktelik mesajı ve sonbaharda değişim ve sabır mesajı gibi her mevsime uygun fısıltılar da yer alıyor. Yani Yelda’dan yola çıkarak tüm çocuklara mevsimlerin fısıltıları ve öğretileri bu kitapta yerini aldı.

  1. Aslında yayınlanmaya hazır yetişkin kitaplarınız da varken, ilk olarak çocuk kitaplarınızdan birini yayınlama kararı verdiniz. Bu kararı alırken yazar olarak kariyer planınızda nasıl bir önceliklendirme yaptınız?

İlk olarak anne kalbiyle Yelda’ya hediyemi sunma önceliğim, bu konuda karar vermemde oldukça etkili oldu. Evet, söylediğiniz gibi yayınlanmaya hazır yetişkin eserlerim de mevcut. Ve hâlihazırda sadece basımı bekliyor. Ancak annelikle birlikte ayrı bir bilgelik de yükleniyor galiba biz kadınlara. O yüzden önceliğimi her annenin yapacağı gibi ben de çocuğumun ismini taşıyan ve ona özel bir hediye olarak onun ismini verdiğim, “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı” kitabımla gerçekleştirmek istedim. Kısaca, hayatın öncelik planında olduğu gibi yazarlık kariyerimin öncelik planında da her zaman kızım baş köşeye sahip olmuş oldu. Ne mutlu ki…

  1. Köşe yazarlığınızın kitap yazma sürecinize katkısı oldu mu? Ya da tam tersi, kitap yazmak, köşe yazılarınıza nasıl bir bakış açısı getirdi?

Köşe yazarlığında özellikle güncel konulara daha çok eğilerek kısa ve öz anlatım tekniği ve becerisi kazanmış oldum. Bunda elbette ki kıymetli okurlarımın da desteği ve ilgisi yadsınamaz ölçütte olmuştur. Onun yanında, kitap yazmak ise; yazılacak ya da işlenecek konulara daha derinlemesine bakmayı öğretti. Örneğin; köşe yazılarımda işlediğim konularda daha kısa ve net yorumlamalar yaparken, kitaplarımdaki konularda çok daha derinlemesine çözümlemeler, kurgusal bağlantılar ve karakterlerin iç dünyalarına inebilme gibi birden çok ögeyi iç içe ve daha girift olarak kullanabilme becerisi hâkimdir. Bende de böyle oldu.

  1. Çocuk kitabınızın ardından, o hazır bekleyen yetişkin kitapları ne zaman gün yüzüne çıkacak, diye sorsam? Bir de yakın gelecekteki hedefleriniz nelerdir?

Annelik önceliğimle ilk basılı kitabımı, “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı” isimli çocuk kitabımla gerçekleştirmek istedim. Diğer yanda yayınlanmayı bekleyen yetişkin kitaplarım içinse, önümüzdeki yeni yılla birlikte bir de değerli okurlarıma yeni basım müjdesi daha vermeyi planlıyorum. Gelecek yeni yıl, hepimize sağlıklı mutluluklar getirsin dilerim. Yazmaya devam ettiğim kitabım da var ancak hâlihazırdakileri de en yakın zamanda okurlarımla basılı düzenlemeyle buluşturmak ayrı bir gurur daha yaşatacak.

 

Nisa Yeter Yılmazer’e bu samimi cevapları ve bizlere yaşattığı bu tatlı sürpriz için teşekkür ediyorum. Onun yazarlık serüvenine en yakından tanık olan ablası olarak; annelikte de yazarlıkta da yani her iki alandaki başarısıyla da gurur duyuyorum. Okumayı seven, okumanın ve öğrenmenin en kritik zamanlarının çocukluktan başladığını bilen tüm ebeveynlere ve çocuklara, “Mevsimlerin Yelda’ya Fısıltısı”nı en kısa zamanda kütüphanelerine eklemelerini tavsiye ediyorum. Gururum Nisa Yeter Yılmazer’i de bu vesileyle tekrar tekrar tebrik edip en sadık okuyucusu olarak kaleminin ve yolunun daima minik prensesiyle birlikte çiçeklerle bezenip açık olmasını diliyorum… Sevgiyle ve birlikle kalın değerli okurlarım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.