Safiye Yılmazer Uruk
Köşe Yazarı
Safiye Yılmazer Uruk
 

Çirkinlik Moda!

  Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi deyip günümüzde gittikçe yaygınlaşan bir modadan bahsetmek istiyorum sizlere. Bu yeni moda akımın adı, çirkinlik… Şimdi sizlere, “Bizim zamanımızda herkes bir diğerine saygı duyardı ya da zamane insanları saygıyı kaybetti…” gibi ahkâm kesmek haddim değil elbette. Ancak etrafımıza baktığımızda robotlaşan insanlar, belli bir döngünün içinde zamanını doldurup işten eve ya da bir yerden başka bir yere giden insanlar, sabah karşılaşınca bir merhabayı veya günaydını birbirlerine çok gören insanlar olduğunu hiçbirimiz inkâr edemeyiz galiba… Etrafımıza biraz baktığımızda, doksanlı yıllardan iki binli yılların başlangıç anlarına kadar olan o aradaki zamanlarda kalmış gibi sanki nezaket. Belki de her şey, hepimizin hatırlayacağı, sevimli çocukların yer aldığı selocanların aniden reklamlardan kaldırılıp yerlerine tuhaf tipli selocan karakterlerinin çıkarılmasıyla başladı. Selocan, burada sadece nükteli bir başlangıç örneği elbette. Doksanlı yılların da öncesinde Kemal Sunal filmlerine kadar uzandığımız dönemdeyse bu çirkinliklerin günümüzdeki kadar yaygın olmadığını hatırlayabiliriz. Örneğin hepimizin bildiği gibi usta sanatçı Kemal Sunal’ın çoğu filminde en çok duyabileceğimiz küfür, çok sevilen eşek ile başlayan küfürdür ki toplumumuzda bu küfür bile sayılmayıp sevgi sözcüğü yerine de yöresel dillerde kullanılabiliyor. Peki daha sonra neler oldu? Kimi kesimin zamanında usta oyuncunun filmlerini basit bir yorumlamaya indirgemeye çalıştığındaki “küfürlü” diye yaptıkları eleştirileri, günümüz bol küfürlü yerli filmlerimizin çoğuna yapılmaz oldu. Reklam yüzlerinin ya da karakterlerinin çirkin karakterlerden seçilmesinin yanı sıra sinema sektöründe de en çok küfreden karakterlerin olduğu filmler, gişe rekorları kırmaya başladı. Derken de sosyal medya mecralarında boy gösteren fenomenler aracılığıyla, takipçi kitlesi, daha kendini tanıyacak yaşta olmayan ancak; yaşından büyük, boyundan büyük küfürlerin savrulduğu videoların içinde yer alan çocuk gruplarından oluşan, yeni bir dil gelişti. Yeni gelişen, videolarla çocukların dahi bilinçlerine dayatılan ya da mecburi gelişen dil ise, yine elbette çirkin dil oldu. Şimdi eğitim hayatına dahi yeni adım atmış olan çocukların da kullandığı dil maalesef ki bahsi edilen çirkin dilden ibaret olmaya başladı. Yetişkinlerin birbirlerine kullandıkları diller nasıl çirkinleştiyse çocukların da iletişim dili ne yazık ki günden güne çirkinleşmeye başladı. Peki, önerin nedir, sosyal medya kullanmayalım mı, diye bir soru yönelebilir bu noktada. Günümüz koşullarında bundan uzak durmaya çalışmak, yeniliğin gerisinde kalmayı kabullenmek ve gelişimi de reddetmek olur. Bunu başarabilmemiz ise hemen herkesin kabul edeceği gibi oldukça zordur. Sosyal medyayı ya da dijital gelişmeleri reddetmek olanaksız olacaktır. Onun yerine, telefonlarımızı yalnızca şarj etmek için değil, gün içinde çevremizle ve kendimizle de ilgilenmek için bir kenara alabilmeliyiz denilebilir. Telefonlarda başka insanların hayatlarını seyretmek yerine, esas kendi hayatımızı kaçırmamak adına, hiç değilse karşılaştığımız insanlarla “günaydın ya da merhaba” diyebilecek kadar ilgilenebilmeliyiz. Bir de karşılaştığımız herhangi bir çirkinliği yadsımak, kabullenmek yerine, işe kendi bakışlarımızı güzelleştirerek de bakabilmeliyiz denilebilir. Sarf edilen dillerin çirkinlik modasına uymayacağı, değişimin kendimizle başlayabileceği, daha çok okuyarak daha çok özenle yaklaşarak yaşanabileceği umudumuzu bari güzellik modasına çevirmek olanaksız değil. Son bir şey de unutulmamalı ki bir şeyi söyleyebilmenin, ifade edebilmenin birden fazla yolu varken neden en kötü dil tercih edilsin ki? Neticede çirkinlik modasında; kibarlıkta cimri, kötü dilde ise oldukça bonkör olmaya başlıyoruz. Sizce de öyle değil mi?
Ekleme Tarihi: 25 Eylül 2023 - Pazartesi
Safiye Yılmazer Uruk

Çirkinlik Moda!

 

Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi deyip günümüzde gittikçe yaygınlaşan bir modadan bahsetmek istiyorum sizlere. Bu yeni moda akımın adı, çirkinlik…

Şimdi sizlere, “Bizim zamanımızda herkes bir diğerine saygı duyardı ya da zamane insanları saygıyı kaybetti…” gibi ahkâm kesmek haddim değil elbette. Ancak etrafımıza baktığımızda robotlaşan insanlar, belli bir döngünün içinde zamanını doldurup işten eve ya da bir yerden başka bir yere giden insanlar, sabah karşılaşınca bir merhabayı veya günaydını birbirlerine çok gören insanlar olduğunu hiçbirimiz inkâr edemeyiz galiba…

Etrafımıza biraz baktığımızda, doksanlı yıllardan iki binli yılların başlangıç anlarına kadar olan o aradaki zamanlarda kalmış gibi sanki nezaket. Belki de her şey, hepimizin hatırlayacağı, sevimli çocukların yer aldığı selocanların aniden reklamlardan kaldırılıp yerlerine tuhaf tipli selocan karakterlerinin çıkarılmasıyla başladı. Selocan, burada sadece nükteli bir başlangıç örneği elbette.

Doksanlı yılların da öncesinde Kemal Sunal filmlerine kadar uzandığımız dönemdeyse bu çirkinliklerin günümüzdeki kadar yaygın olmadığını hatırlayabiliriz. Örneğin hepimizin bildiği gibi usta sanatçı Kemal Sunal’ın çoğu filminde en çok duyabileceğimiz küfür, çok sevilen eşek ile başlayan küfürdür ki toplumumuzda bu küfür bile sayılmayıp sevgi sözcüğü yerine de yöresel dillerde kullanılabiliyor.

Peki daha sonra neler oldu? Kimi kesimin zamanında usta oyuncunun filmlerini basit bir yorumlamaya indirgemeye çalıştığındaki “küfürlü” diye yaptıkları eleştirileri, günümüz bol küfürlü yerli filmlerimizin çoğuna yapılmaz oldu.

Reklam yüzlerinin ya da karakterlerinin çirkin karakterlerden seçilmesinin yanı sıra sinema sektöründe de en çok küfreden karakterlerin olduğu filmler, gişe rekorları kırmaya başladı. Derken de sosyal medya mecralarında boy gösteren fenomenler aracılığıyla, takipçi kitlesi, daha kendini tanıyacak yaşta olmayan ancak; yaşından büyük, boyundan büyük küfürlerin savrulduğu videoların içinde yer alan çocuk gruplarından oluşan, yeni bir dil gelişti. Yeni gelişen, videolarla çocukların dahi bilinçlerine dayatılan ya da mecburi gelişen dil ise, yine elbette çirkin dil oldu.

Şimdi eğitim hayatına dahi yeni adım atmış olan çocukların da kullandığı dil maalesef ki bahsi edilen çirkin dilden ibaret olmaya başladı. Yetişkinlerin birbirlerine kullandıkları diller nasıl çirkinleştiyse çocukların da iletişim dili ne yazık ki günden güne çirkinleşmeye başladı.

Peki, önerin nedir, sosyal medya kullanmayalım mı, diye bir soru yönelebilir bu noktada. Günümüz koşullarında bundan uzak durmaya çalışmak, yeniliğin gerisinde kalmayı kabullenmek ve gelişimi de reddetmek olur. Bunu başarabilmemiz ise hemen herkesin kabul edeceği gibi oldukça zordur. Sosyal medyayı ya da dijital gelişmeleri reddetmek olanaksız olacaktır. Onun yerine, telefonlarımızı yalnızca şarj etmek için değil, gün içinde çevremizle ve kendimizle de ilgilenmek için bir kenara alabilmeliyiz denilebilir.

Telefonlarda başka insanların hayatlarını seyretmek yerine, esas kendi hayatımızı kaçırmamak adına, hiç değilse karşılaştığımız insanlarla “günaydın ya da merhaba” diyebilecek kadar ilgilenebilmeliyiz. Bir de karşılaştığımız herhangi bir çirkinliği yadsımak, kabullenmek yerine, işe kendi bakışlarımızı güzelleştirerek de bakabilmeliyiz denilebilir.

Sarf edilen dillerin çirkinlik modasına uymayacağı, değişimin kendimizle başlayabileceği, daha çok okuyarak daha çok özenle yaklaşarak yaşanabileceği umudumuzu bari güzellik modasına çevirmek olanaksız değil.

Son bir şey de unutulmamalı ki bir şeyi söyleyebilmenin, ifade edebilmenin birden fazla yolu varken neden en kötü dil tercih edilsin ki? Neticede çirkinlik modasında; kibarlıkta cimri, kötü dilde ise oldukça bonkör olmaya başlıyoruz. Sizce de öyle değil mi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.