Safiye Yılmazer Uruk
Köşe Yazarı
Safiye Yılmazer Uruk
 

TEK TİP KIYAFET, TEK TİP BİREY Mİ?

                        “Yakanı düzgün ilikle!”             “Gömleğini içine sok!”             “Ayakkabın boyalı mı?” Bu cümleleri en son ne zaman duyduğunuzu hatırlıyor musunuz? Ya da şöyle sorayım; sizin de sabahları çoraplarınızı ararken annesi tarafından “Yaka kartını unuttun!” diye azarlanmış bir çocukluğunuz oldu mu? Kıymetli okurlarım bildiğiniz gibi, okulların açılmasına çok kısa bir zaman kaldı. Ve şimdiki dönemde, yaka kartı gibi nostaljide kalan okul kıyafet gereçleri günümüzde geçerli olmasa da hemen her ebeveyni benzer okul telaşlarında görmek mümkün. O klasik telaş, sabah uykularının en tatlı yerinde alarm sesiyle uykuların bölünmesi, apar topar bir kahvaltı ve servis kaçırma telaşları… Daha neler neler… Ve tabii ki yeniden gündeme gelen o meşhur konu: tek tip kıyafet… Tek tip kıyafet konusunu gözlemlediğime göre, kimi veliler memnun, kimi öğrencilerse isyanlarda… Velilerin memnuniyeti, en azından ne giyeceğini düşünmek zorunda kalmamak iken öğrencilerse, ben bu değilim, diye düşünüyor… Bu noktada aklımıza gelen soruysa, tek tip kıyafetlerin, tek tip birey olup olmadığı… Savunuculara göre ise;             “Forma, eşitliği getiriyor. Zengin-fakir ayrımı da tüm öğrencilerin aynı kıyafetle okula gitmesinden dolayı ortadan kalkmış oluyor.” Benim düşüncem de esas anlamda bu yönde… Yani tek tip kıyafetler, elbette hem ne giyecek sorusunu ortadan kaldırıyor hem de ailelerin ekonomik farklılıklarını hiç değilse kıyafet ortaklığıyla biraz da olsa görünmez kılabiliyor. Ancak kıyafetler ortakken de zengin-fakir ayrımı sizce yeterince ortadan kalkmış oluyor mu? Örneğin; aynı formayı giyen çocukların çantaları, telefonları hatta teneffüs ve kantin alışverişleri gibi diğer etmenler göz önüne alındığında, bu ayrım yine bir şekilde ortaya çıkmış olmuyor mu dersiniz? Diğer yandan, disiplin sağlanması ve aidiyet duygusunun güçlenmesi bakımından da tek tip kıyafetler güçlü bir yöne de sahip. Kendi öğrencilik yıllarımdaki zorunlu forma dönemlerinden biraz olsun bahsetsem, sanırım daha açık dile getireceğiz. İlköğretim zamanlarımda bizlerde de gideceğimiz okulların belli mağazalarla anlaşma yapmasıyla ailemizle birlikte gidip o belirlenen mağazadan formalarımızı alırdık. Sonrasında okullar açıldığındaysa; diğer arkadaşlarla aramızdaki çanta, kalem, defter, palto, telefon hatta giydiğimiz çoraplarda dahi yer alan farklılıklar da ortaya çıkardı… Bu bakımdan baktığımızda tek tip kıyafet ne yazık ki öğrenciler arasındaki mevcut ekonomik farklılıkları ortadan kaldırmakta pek de yeterli olmayabiliyor. Ancak bu ekonomik farklılıklar en çok da haftanın her günü ayrı ayrı kıyafetlerle okula giden öğrencilerle, belki de haftada birkaç defa aynı kıyafetle gitmek zorunda olan öğrenciler arasında gözlemlenenden daha fazla değil. Öğrenciler, özellikle de lise dönemindeki öğrencilerimde gözlemlediğim, ben bir bireyim, düşüncesi daha baskın olduğu için tek tip kıyafet giymek o yaşlarda biraz daha istenmeyen bir durum yaratabiliyor. Sizler de karşılaşmış olabilirsiniz, ben bu değilim, diye diğer arkadaşlarıyla aynı kıyafetleri giymekten itina eden gençlerimizle… Onlar, kıyafetlerle fikirlerinin de kısıtlanmış olabileceğini düşünüyorlar belki ama formayla eşitlik sağlama konusu daha çok tartışılacak gibi görünüyor... Siz ne dersiniz; tek tip kıyafet, tek tip birey mi? Sevgiyle kalın kıymetli okurlarım…
Ekleme Tarihi: 23 Ağustos 2025 -Cumartesi
Safiye Yılmazer Uruk

TEK TİP KIYAFET, TEK TİP BİREY Mİ?

           

            “Yakanı düzgün ilikle!”

            “Gömleğini içine sok!”

            “Ayakkabın boyalı mı?”

Bu cümleleri en son ne zaman duyduğunuzu hatırlıyor musunuz? Ya da şöyle sorayım; sizin de sabahları çoraplarınızı ararken annesi tarafından “Yaka kartını unuttun!” diye azarlanmış bir çocukluğunuz oldu mu?

Kıymetli okurlarım bildiğiniz gibi, okulların açılmasına çok kısa bir zaman kaldı. Ve şimdiki dönemde, yaka kartı gibi nostaljide kalan okul kıyafet gereçleri günümüzde geçerli olmasa da hemen her ebeveyni benzer okul telaşlarında görmek mümkün. O klasik telaş, sabah uykularının en tatlı yerinde alarm sesiyle uykuların bölünmesi, apar topar bir kahvaltı ve servis kaçırma telaşları… Daha neler neler… Ve tabii ki yeniden gündeme gelen o meşhur konu: tek tip kıyafet…

Tek tip kıyafet konusunu gözlemlediğime göre, kimi veliler memnun, kimi öğrencilerse isyanlarda…

Velilerin memnuniyeti, en azından ne giyeceğini düşünmek zorunda kalmamak iken öğrencilerse, ben bu değilim, diye düşünüyor… Bu noktada aklımıza gelen soruysa, tek tip kıyafetlerin, tek tip birey olup olmadığı…

Savunuculara göre ise;

            “Forma, eşitliği getiriyor. Zengin-fakir ayrımı da tüm öğrencilerin aynı kıyafetle okula gitmesinden dolayı ortadan kalkmış oluyor.”

Benim düşüncem de esas anlamda bu yönde… Yani tek tip kıyafetler, elbette hem ne giyecek sorusunu ortadan kaldırıyor hem de ailelerin ekonomik farklılıklarını hiç değilse kıyafet ortaklığıyla biraz da olsa görünmez kılabiliyor. Ancak kıyafetler ortakken de zengin-fakir ayrımı sizce yeterince ortadan kalkmış oluyor mu? Örneğin; aynı formayı giyen çocukların çantaları, telefonları hatta teneffüs ve kantin alışverişleri gibi diğer etmenler göz önüne alındığında, bu ayrım yine bir şekilde ortaya çıkmış olmuyor mu dersiniz?

Diğer yandan, disiplin sağlanması ve aidiyet duygusunun güçlenmesi bakımından da tek tip kıyafetler güçlü bir yöne de sahip.

Kendi öğrencilik yıllarımdaki zorunlu forma dönemlerinden biraz olsun bahsetsem, sanırım daha açık dile getireceğiz. İlköğretim zamanlarımda bizlerde de gideceğimiz okulların belli mağazalarla anlaşma yapmasıyla ailemizle birlikte gidip o belirlenen mağazadan formalarımızı alırdık. Sonrasında okullar açıldığındaysa; diğer arkadaşlarla aramızdaki çanta, kalem, defter, palto, telefon hatta giydiğimiz çoraplarda dahi yer alan farklılıklar da ortaya çıkardı…

Bu bakımdan baktığımızda tek tip kıyafet ne yazık ki öğrenciler arasındaki mevcut ekonomik farklılıkları ortadan kaldırmakta pek de yeterli olmayabiliyor. Ancak bu ekonomik farklılıklar en çok da haftanın her günü ayrı ayrı kıyafetlerle okula giden öğrencilerle, belki de haftada birkaç defa aynı kıyafetle gitmek zorunda olan öğrenciler arasında gözlemlenenden daha fazla değil.

Öğrenciler, özellikle de lise dönemindeki öğrencilerimde gözlemlediğim, ben bir bireyim, düşüncesi daha baskın olduğu için tek tip kıyafet giymek o yaşlarda biraz daha istenmeyen bir durum yaratabiliyor. Sizler de karşılaşmış olabilirsiniz, ben bu değilim, diye diğer arkadaşlarıyla aynı kıyafetleri giymekten itina eden gençlerimizle… Onlar, kıyafetlerle fikirlerinin de kısıtlanmış olabileceğini düşünüyorlar belki ama formayla eşitlik sağlama konusu daha çok tartışılacak gibi görünüyor...

Siz ne dersiniz; tek tip kıyafet, tek tip birey mi? Sevgiyle kalın kıymetli okurlarım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.