Sahra Özbingül
Köşe Yazarı
Sahra Özbingül
 

AŞIYA KARŞIYIM DİYEMEM AMA…

AŞIYA KARŞIYIM DİYEMEM AMA… Önceden koronavirüs aşısından sadece bahsediliyordu, şimdiyse gündem neredeyse sadece aşı. Aşıyla ilgili her gün farklı şeyler duyuyor farklı haberler okuyorum. Çok önemli gelişmeler de olduğu söyleniyor ama bu süreçte virüs ne bulaşmaya ara veriyor ne de öldürmeye. Evlere kapanınca ekranlara düştük hepimiz. Hiç izlemediğimiz tartışma programlarını izler olduk. Gerekli gereksiz ne varsa kazıdık hafızamıza. Yeterli bilginlendirildik mi derseniz, hiç sanmıyorum! Bir yandan da sosyal medyada daha fazla vakit geçirme fırsatımız oldu. Tabi sosyal medyada her konuda olduğu gibi bu konuda da çok fazla bilgi kirliliği var. ‘Aşıyı destekleyenler’ – ‘Aşıya karşı çıkanlar’ olarak ikiye bölünmüş durumdayız. Bir grup aşıya kesinlikle karşı, bir grup bilgisiz ve çekiniyor. Çekinmekte de haklılar. Ama yazılıp çizilenleri okurken çok şaşırıyorum. Evet bilimde her şey kanıta dayanır ama kanıt dediğimiz şey şu değildir; ‘ Bir profesör aşının çok kötü olduğunu söylüyor.’ Bu bizim için yeterli bir kanıt olmamalı. Sırf bu yazılıp çizilenleri okumakla yetinip, araştırmayıp ben aşı olmak istemiyorum demek ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Halkın kafası zaten karışık, yeterli bilgilendirme desen yok. Sağda solda duyduğumuz, okuduğumuz  her şeye inanır olduk.  Geriye  dönüp baktığımızda bugüne kadar pek çok bulaşıcı hastalık ile mücadeleyi aşılar sayesinde kazandık. Kızamık, kabakulak, tetanoz… Hiç tereddüt etmeden, bize hayatta kalma şansı sunan bu aşılara sonsuz güvendik . Ama korona aşısı deyince ‘orda bir dur’ dedik hepimiz. Neden? Yeterli bilgilendirildiğimiz için mi (!) Bende kafası karışık olanlardanım, aşıya kesinlikle karşıyım diyemem ama soru işaretlerim çok. Aşı konusunda birbirinden farklı firmalar bir anda ortaya çıkıp ürettikleri aşıların değerlerine göre farklarını sunmaya başladı. Ülkeler arası bir yarış başladı adeta. Hangisi daha iyi, hangisini olmam gerek, ben olmasam mı acaba diye kutuplara bölündük doğal olarak. Hele ki aşı yaptırmanın mecburi tutulma ihtimali dengemizi tam bozdu. Korona virüs aşısının, çeşitlerinin ve etkilerinin topluma sakin ve basit olarak anlatılması gerekiyor. Aşının üretim teknolojilerindeki farkları dahi öğrenmek bizim en büyük hakkımız. Bu salgını kontrol etmek için henüz yeni üretilen ve olası yan etkileri konusunda HİÇBİRŞEY bilinmeyen aşıyı herkes yaptırmak istemeyebilir. Bu konuda toplumsal uyumu arttıracak adımlar atılmalıdır. YANIT BEKLEYEN SORULARDAN BİR KAÇI -Üretilen koronavirüs aşıları yüzde yüz koruma sağlayacak mı? -Olası yan etkilerin tespiti için yeterli kişi sayısı denemesi ve süre geçti mi? -Aşılar neden sadece 16 yaş üzeri insanlara uygulanıyor? -Aşı yaptıran kişiler neden hala maske takmaya devam edecek? -Aşıların ne kadar süre koruma sağladığına yönelik neden net bir araştırma sonucu yok? -Neden yerli aşı değil de Çin aşısı tercih ediliyor? Akılları karıştıran buna benzer daha bir çok sorunun uluslararası platformda herkesin izleyebileceği panellerde doğru kişiler tarafından, kesin yanıtlarla konuşulması az da olsa fayda sağlayacaktır. Aksi taktirde ne söylentilerin önü kesilecek ne de aşıya olan ön yargı bitecek. Toplumsal kararlar ve davranışlar için hepimiz  doğru bilgiyi talep ediyor, soruyor, araştırıyor, yargılıyor ve onaylıyoruz. Gerekli  gereksiz konuşan o kadar çok insan var ki… Neden aşı olmak istemediğimizi de, kime nasıl güveneceğimizi de bilmez olduk. Bir zamanlar aşıyla zaferimizi ilan etmek isterken şimdi virüsten çok aşıdan korkar olduk.
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2021 - Pazar
Sahra Özbingül

AŞIYA KARŞIYIM DİYEMEM AMA…

AŞIYA KARŞIYIM DİYEMEM AMA…

Önceden koronavirüs aşısından sadece bahsediliyordu, şimdiyse gündem neredeyse sadece aşı. Aşıyla ilgili her gün farklı şeyler duyuyor farklı haberler okuyorum. Çok önemli gelişmeler de olduğu söyleniyor ama bu süreçte virüs ne bulaşmaya ara veriyor ne de öldürmeye.

Evlere kapanınca ekranlara düştük hepimiz. Hiç izlemediğimiz tartışma programlarını izler olduk. Gerekli gereksiz ne varsa kazıdık hafızamıza. Yeterli bilginlendirildik mi derseniz, hiç sanmıyorum!

Bir yandan da sosyal medyada daha fazla vakit geçirme fırsatımız oldu. Tabi sosyal medyada her konuda olduğu gibi bu konuda da çok fazla bilgi kirliliği var. ‘Aşıyı destekleyenler’ – ‘Aşıya karşı çıkanlar’ olarak ikiye bölünmüş durumdayız. Bir grup aşıya kesinlikle karşı, bir grup bilgisiz ve çekiniyor. Çekinmekte de haklılar. Ama yazılıp çizilenleri okurken çok şaşırıyorum. Evet bilimde her şey kanıta dayanır ama kanıt dediğimiz şey şu değildir; ‘ Bir profesör aşının çok kötü olduğunu söylüyor.’ Bu bizim için yeterli bir kanıt olmamalı. Sırf bu yazılıp çizilenleri okumakla yetinip, araştırmayıp ben aşı olmak istemiyorum demek ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Halkın kafası zaten karışık, yeterli bilgilendirme desen yok. Sağda solda duyduğumuz, okuduğumuz  her şeye inanır olduk.  Geriye  dönüp baktığımızda bugüne kadar pek çok bulaşıcı hastalık ile mücadeleyi aşılar sayesinde kazandık. Kızamık, kabakulak, tetanoz… Hiç tereddüt etmeden, bize hayatta kalma şansı sunan bu aşılara sonsuz güvendik . Ama korona aşısı deyince ‘orda bir dur’ dedik hepimiz. Neden? Yeterli bilgilendirildiğimiz için mi (!) Bende kafası karışık olanlardanım, aşıya kesinlikle karşıyım diyemem ama soru işaretlerim çok. Aşı konusunda birbirinden farklı firmalar bir anda ortaya çıkıp ürettikleri aşıların değerlerine göre farklarını sunmaya başladı. Ülkeler arası bir yarış başladı adeta. Hangisi daha iyi, hangisini olmam gerek, ben olmasam mı acaba diye kutuplara bölündük doğal olarak. Hele ki aşı yaptırmanın mecburi tutulma ihtimali dengemizi tam bozdu. Korona virüs aşısının, çeşitlerinin ve etkilerinin topluma sakin ve basit olarak anlatılması gerekiyor. Aşının üretim teknolojilerindeki farkları dahi öğrenmek bizim en büyük hakkımız. Bu salgını kontrol etmek için henüz yeni üretilen ve olası yan etkileri konusunda HİÇBİRŞEY bilinmeyen aşıyı herkes yaptırmak istemeyebilir. Bu konuda toplumsal uyumu arttıracak adımlar atılmalıdır.

YANIT BEKLEYEN SORULARDAN BİR KAÇI

-Üretilen koronavirüs aşıları yüzde yüz koruma sağlayacak mı?

-Olası yan etkilerin tespiti için yeterli kişi sayısı denemesi ve süre geçti mi?

-Aşılar neden sadece 16 yaş üzeri insanlara uygulanıyor?

-Aşı yaptıran kişiler neden hala maske takmaya devam edecek?

-Aşıların ne kadar süre koruma sağladığına yönelik neden net bir araştırma sonucu yok?

-Neden yerli aşı değil de Çin aşısı tercih ediliyor?

Akılları karıştıran buna benzer daha bir çok sorunun uluslararası platformda herkesin izleyebileceği panellerde doğru kişiler tarafından, kesin yanıtlarla konuşulması az da olsa fayda sağlayacaktır. Aksi taktirde ne söylentilerin önü kesilecek ne de aşıya olan ön yargı bitecek. Toplumsal kararlar ve davranışlar için hepimiz  doğru bilgiyi talep ediyor, soruyor, araştırıyor, yargılıyor ve onaylıyoruz. Gerekli  gereksiz konuşan o kadar çok insan var ki… Neden aşı olmak istemediğimizi de, kime nasıl güveneceğimizi de bilmez olduk. Bir zamanlar aşıyla zaferimizi ilan etmek isterken şimdi virüsten çok aşıdan korkar olduk.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.