konstelasyon (#ailedizimi) ve Hayatın Kaynakları Annemiz-Babamız   Konstelasyon çalışmaları, bir sistem içindeki öğelerin birbiriyle olan etkileşimini, konumunu ve durumunu, temsilci algısı fenomeniyle, grup ya da bireysel çalışmalarla, temsilcilerin (grup çalışmalarında), imleçlerin (bireysel çalışmalarda), danışanın, konstelasyon kolaylaştırıcısının eşliğinde, danışanın getirdiği konuyla bağlantılı olarak sürecini anlamak ve kolaylaştırmak için yapılır.   Psikoterapi literatürüne Bert Hellinger tarafından oluşturulan “Family Constellation Work” yani “Aile Konstelasyon Çalışmaları” ile girmiştir. İçine doğduğumuz aile (kök aile) ya da daha sonra evlenerek kendi kurduğumuz ailede, aile bireylerinin birbirleriyle olan durumu, konumu, etkileşimi ve tüm bunlarla birlikte daha üst kuşaklardan aktarılan travmaların, göçler veya savaşlar sırasında ölen ya da unutulan kişilerin, utanç verici bir davranışı nedeniyle aile sisteminden dışlanan kişilerin, bugün bizleri nasıl etkilediğini ve nelere yol açtığını, bilen alanda sistemik bakış açısıyla ve temsilci algısı fenomeniyle, danışanın algısından öte, büyük resmi görerek, çözüme doğru gitmede konstelasyon çalışmaları büyük katkı sunuyor....    Aile bir sistemdir ve iki tür sistem vardır: Birincisi içine doğdumuz aile (Kök aile). İkincisi ise bizim oluşturduğumuz sistem: Kadın-erkek ilişkisi, iş ilişkisi, arkadaşlık ilişkisi gibi....   DEVAM 1) Sisteme kimler dahildir? Ebeveynler, annenin tüm hamilelikleri (kürtajlar, düşükler, ölü doğumlar, hayat bulup ölen çocuklar), dedelerimiz-ninelerimiz (7 kuşak), ebeveynlerin tüm kardeşleri, ebeveynlerin varsa başka evliliklerden olan çocukları, ebeveyenlerin varsa daha önceki eşleri ve nişanlıları, tüm eski eşlerimiz ve partnerlerimiz, eski ve yeni iş ortaklarımız, cinayet işleyen veya cinayete kurban giden kişiler, hayat kurtaran yahut hayatını aileden birisi için feda edenler.     Sistemin en temel 3 ilkesi ise şudur: Sıralama (Önce gelenin önceliği), Denge (Üst kuşaklarda yapılan bir eylemin sorumluluğu alınmamışsa, daha sonraki kuşaklarda birisi bu bedeli üstlenir), Aidiyet (Sistemde herkes eşit aidiyet hakkına sahiptir. Bu kişi katil bile olsa.)   Sistemde büyük olan anne-babadır, küçük olan çocuktur. Burada veren konumda olan anne-babadır alan ise çocuktur. Bu ilişki tek yönlü ve dengesizdir. Yani çocuk annesinden-babasından aldığını onlara geri veremez, geri vermeye kalkışırsa orada denge bozulur. Bu ilişki dengesiz dengedir. Çocuk, annesinden ve babasından aldıklarını kendi çocuklarına vererek bu ilişkiyi dengeleyebilir. Bunun dışında her türlü ilişki alma-verme dengesinin olduğu çift yönlü ve dengelenmesi gereken bir ilişkidir.   Annemiz ve babamız hayatın kaynaklarıdır. Bize sadece hayatı verdikleri için bile saygıyı hakkederler. Bize hayat verenlerle çatışırsak, kendi hayatımızda da huzursuzluk ve çatışma yaşarız. Bu nedenle annemizin ve babamızın verebildiklerini saygıyla kabul edip almak, kendi kaderimizle de barışık yaşamamızı sağlar. Bazen kimi danışanlarda gördüğümüz bir dinamik olan “keşke daha iyi bir annem ya da keşke daha iyi bir babam olsaydı” düşünceleri bizim kendi hayatımızı da doya doya yaşamaya engeldir. Annelerimiz ve babalarımız bizim için olabilecek en iyi anne ve babadır, bir anne-babanın verdikleri, veremediklerine göre daha fazladır. Onların da bir zamanlar çocuk olduğunu bilmek, kendilerine özgü bir kaderi olduğunu anlamak ve o kaderlere acıyarak değiştirmeye kalkışmak ya da bilinçsizce-kör sevgiyle o kaderlere dolanmak, kendi hayatımızda da sorunlar çıkarır   DEVAM 2) (evlenemek, çocuk sahibi olamamak, hastalık, parasızlık, bağımlılıklar gibi). Tüm atalarımızın ve ebeveynlerimizin kaderlerinin önünde saygıyla eğilip, kaderlerini ve onları onurlandırarak, kendimizi onlardan gelen güce açarak özgürleşebiliriz.   Nermin Uzun Konstelasyon Kolaylaştırıcısı Aile Dizimi Uygulayıcısı