Değerli okurlarım, çok değerli bir tarih öğretmenimin bahsettiği ve bu zamana kadar da aklımdan çıkmayan bir anıyla başlayalım. Hocamın anlattığına göre, birçok defa Çanakkale Savaşı’nı konu alan film denemeleri yapılmış hatta bunun için yurt dışından da çok ünlü yapımcılar davet edilerek müzakereler yapılmış ancak gelen yapımcı konuklar, nasıl film tasarlasalar da yine de tarihte unutulmayacak bir yere sahip olan o Çanakkale ruhunu ne yaparlarsa yapsınlar yansıtamayacaklarını söyleyip film denemelerinden vazgeçmişler.
İşte Çanakkale öyle bir millî birlik ruhuyla bütünleşmişti ki orada yaşananları ve geriye baktığımızda gururla hissettiğimiz o en yüce duyguları filmlerde olmadığı gibi kelimelerle de dile getirebilmek inanın oldukça güç… Bizler, “Çanakkale Geçilmez!” deriz, ardından bu iki kelime bile gözlerimizin dolup boğazımızın düğümlenmesine sebep olan o şanlı gururumuzdan dolayı bu duyguları kelimelere de aktarmakta güçlük çekeriz. Çünkü esas olan düşman birliklerin dahi gıptayla baktığı köklü bir millî birlik bilincidir. Fark ettiniz mi, millî birlik gücümüzün önünde hiçbir şeyin durması mümkün dahi değildir!
Genç arkadaşlarımız için genel itibariyle neden Çanakkale’nin geçilmez olduğunu müsaadenizle dilim döndüğünce anlatayım…
Çanakkale Zaferi, 18 Mart 1915 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında gerçekleşmiş olan deniz ve kara savaşıdır. İtilaf Devletlerinin amacının Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’u ele geçirdikten sonra Almanya’ya ilerlemek olduğunu tarih derslerinden az çok hatırlarsınız. Amaçlarının aksine güçlü Türk askerlerinin tüm şartlarını zorlayarak büyük bir fedakârlıkla karşılarında duracağını hesaba katmamış olan İtilaf Devletleri, Çanakkale’de meydana gelen püskürtmelerle birlikte Çanakkale’nin neden geçilmez olduğunu büyük bir yenilginin ardından kabul etmişlerdi…
Ancak bildiğiniz gibi Çanakkale, tüm bu bahsettiklerimden çok daha fazlasını bağrında taşıyor… Her şeyden önce Türk milletinin bağımsızlık konusundaki en önemli dönüm noktalarından olan şanlı bir zaferdir, Çanakkale Zaferi…
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de askerî gücünün ve başarılarının fark edilip kabul edilmesinde de Çanakkale Zaferi büyük öneme sahiptir. 18 Mart 1915’de kazanılmış olan Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk’ün akıllara ve tarihe kazınan şu sözlerinin de duyulduğu zaferdir:
“Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!”
İşte Çanakkale Zaferi öyle bir zaferdi… Adını tarihe kazıyan bu şanlı zaferimizi ise işte Ulu Önderimizin bu sözüyle çok daha açık bir şekilde anlıyoruz ki bu vatan uğruna ölmekten korkmayan ve hiçbir güçle kıyaslanamayacak olan o yüce millî birlik duygumuzun ve gücümüzün zaferiydi…
Şehitlerimiz, gazilerimiz, ninelerimiz, dedelerimiz…
Ve lütfen dikkat edelim; sen A’sın savaşa gelme, sen B’sin savaşa gelme de denilmedi! Bu vatanda yaşayan, aynı bayrak altında yaşayan tüm milletimiz, tek yürek olup elbirliğiyle zaferin kazanılmasını sağladı. Eli silah tutan herkesin millî birlik gücüyle kazandığı zaferimizden öğrenecek ne çok şey var, bakmasını bilen açık zihinlere fark ettiniz mi?
Savaşta gösterdiği kahramanlıkla tarihe Seyit Onbaşı olarak geçmiş olan Seyit Ali Çabuk, Çanakkale Zaferi’nin unutulmaz kahramanlarından biridir, biliyorsunuz. Savaş esnasında topları taşıyan vincin bozulmasının ardından 215 kilo ağırlığındaki top mermilerini tek başına taşıyan Seyit Onbaşı’nın o mermileri taşırkenki fotoğrafında yüzündeki gurura bir kez daha bakmanızı rica ediyorum, değerli okurlarım… Kendi ağırlığının kaç katı mermileri tek başına taşıyarak Ocean zırhlı gemisinin kontrolden çıkıp mayınlara çarparak batırılmasını sağlayan Seyit Onbaşı…
Millî birlik gücümüzle Çanakkale’nin geçilmez olduğunu dünyaya kanıtlayıp tarihe kazınan bu şanlı Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’müzü yürekten kutluyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi:
“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanıhayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Millî birlik gücümüzün ne kadar büyük zaferlerle tarihe kazındığının ve bu gücün ardında da kadın erkek tüm milletimizin tek yürek halinde hareket ettiğinin ve esas birlik olduğumuzda neleri başarabileceğimizin her zaman hatırlanması dileğimle… Şanlı zaferimiz bir kez daha kutlu olsun, sevgiyle kalın değerli okurlarım…