Reiki MASTER  TEACHER Fatma Can
Köşe Yazarı
Reiki MASTER TEACHER Fatma Can
 

Para ile Kurduğumuz İlişki: Alma-Verme Dengesi ve "Param Yok" Zihniyeti

Hayatımızda sık sık, derinlerdeki duygusal boşlukları para ile doldurmaya çalışırız. Sevgiyi göstermenin, değer vermenin yolu olarak görürüz parayı. Çocuğumuza ayıracak vaktimiz yoksa, ona pahalı bir oyuncak alırız. Eşimize derdimizi anlatacak sabrımız yoksa, bir takı ya da çiçekle susturacağımızı sanırız. “Aşkın ekmeği, aşkın tuzuyla yenmez” olunca, yerini pahalı restoranlara bırakır. Oysa bu, ilişkilere zarar veren büyük bir yanılsamadır.   Fakat işin bir de tam tersi yüzü var: Bir de bunu “yokluk” üzerinden yapanlar var. Sürekli “param yok”, “yapamıyorum”, “alamam” diye yakınarak, etrafındakileri bir şeyler vermeye, acımaya ve yardım etmeye zorlayanlar... Bu, göründüğü gibi masum bir durum bildirimi değil, aslında bir “dilenci zihniyetidir”. Dilenci değillerdir belki ama “yokluk bilinci” ile hareket eder, mağduriyetlerini bir kalkan, bir geçim aracı haline getirirler.   "Param Yok" Demenin Ardındaki Saklı Zihinler:   · Çocuk Bilinci: Tıpkı bir çocuk gibi sürekli alma eğilimindedir. “Veren eli” değil, “alan eli” olmayı bilir. Kendi ayaklarının üzerinde durmak yerine, hep bir “anne-baba” arar etrafında. “Düşersem tutacak bir el arar” daima. · Kurban Bilinci: Hayatın ve insanların kendisine hep zulmettiğini düşünür. “Neden hep ben?” der durur. Bu mağduriyet, onun için ilgi ve şefkat toplamanın en etkili yoludur. “Kurtarıcı” bekler. · Tembel Ruh Hali: Üretmek, emek vermek, mücadele etmek yerine, hazıra konmanın, başkasının sırtından geçinmenin rahatlığını seçer. “Ayağını yorganına göre uzatmak” yerine, yorganı başkalarından istemeyi tercih eder.   Oysa “Aç ayı oynamaz”. Elbette para, hayatı idame ettirmek için gereklidir. Ancak asıl mesele, onu bir araç olarak mı, yoksa bir kimlik ya da bir silah olarak mı gördüğümüzdür.   Sağlıklı Olan Denge Nerede?   Gerçek mutluluk ve onur, alma-verme dengesini kurabilmekten geçer. “Veren el, alan elden üstündür” sözünün hikmeti buradadır. Ancak bu, veren olabilmek için önce “alabilen” ve en önemlisi “üretebilen” birisi olmayı gerektirir.   · Üretmek: Kişinin alnının teriyle, emeğiyle kazanmasıdır. “Emek olmadan yemek olmaz.” · Bilinçli Harcamak: Kazandığını israf etmeden, ihtiyaçlarına ve olanaklarına göre harcayabilmektir. “Damlaya damlaya göl olur, gide gide yel olur.” · Onuru ile Vermek: Başkalarının hakkına göz dikmeden, minnet beklemeden, eli açık olabilmektir. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” anlayışıdır. · Onuru ile Almak (Kabul Etmek): İhtiyacı olduğunda yardım kabul edebilmek, ancak bunu bir alışkanlık ve tembellik haline getirmemektir.   Unutmayalım: Para, “yaşamı kolaylaştıran bir enerji aracıdır”; bizim değerimizi, karakterimizi veya ruhumuzun zenginliğini asla tanımlayamaz. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Önce insan, sonra para. Asıl zenginlik, içinizdeki “yokluk bilincini” yok edip, “bolluk ve üretme bilincini” yeşerttiğinizde başlar.
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2025 -Cuma
Reiki MASTER  TEACHER Fatma Can

Para ile Kurduğumuz İlişki: Alma-Verme Dengesi ve "Param Yok" Zihniyeti

Hayatımızda sık sık, derinlerdeki duygusal boşlukları para ile doldurmaya çalışırız. Sevgiyi göstermenin, değer vermenin yolu olarak görürüz parayı. Çocuğumuza ayıracak vaktimiz yoksa, ona pahalı bir oyuncak alırız. Eşimize derdimizi anlatacak sabrımız yoksa, bir takı ya da çiçekle susturacağımızı sanırız. “Aşkın ekmeği, aşkın tuzuyla yenmez” olunca, yerini pahalı restoranlara bırakır. Oysa bu, ilişkilere zarar veren büyük bir yanılsamadır.
 
Fakat işin bir de tam tersi yüzü var: Bir de bunu “yokluk” üzerinden yapanlar var. Sürekli “param yok”, “yapamıyorum”, “alamam” diye yakınarak, etrafındakileri bir şeyler vermeye, acımaya ve yardım etmeye zorlayanlar... Bu, göründüğü gibi masum bir durum bildirimi değil, aslında bir “dilenci zihniyetidir”. Dilenci değillerdir belki ama “yokluk bilinci” ile hareket eder, mağduriyetlerini bir kalkan, bir geçim aracı haline getirirler.
 
"Param Yok" Demenin Ardındaki Saklı Zihinler:
 
· Çocuk Bilinci: Tıpkı bir çocuk gibi sürekli alma eğilimindedir. “Veren eli” değil, “alan eli” olmayı bilir. Kendi ayaklarının üzerinde durmak yerine, hep bir “anne-baba” arar etrafında. “Düşersem tutacak bir el arar” daima.
· Kurban Bilinci: Hayatın ve insanların kendisine hep zulmettiğini düşünür. “Neden hep ben?” der durur. Bu mağduriyet, onun için ilgi ve şefkat toplamanın en etkili yoludur. “Kurtarıcı” bekler.
· Tembel Ruh Hali: Üretmek, emek vermek, mücadele etmek yerine, hazıra konmanın, başkasının sırtından geçinmenin rahatlığını seçer. “Ayağını yorganına göre uzatmak” yerine, yorganı başkalarından istemeyi tercih eder.
 
Oysa “Aç ayı oynamaz”. Elbette para, hayatı idame ettirmek için gereklidir. Ancak asıl mesele, onu bir araç olarak mı, yoksa bir kimlik ya da bir silah olarak mı gördüğümüzdür.
 
Sağlıklı Olan Denge Nerede?
 
Gerçek mutluluk ve onur, alma-verme dengesini kurabilmekten geçer. “Veren el, alan elden üstündür” sözünün hikmeti buradadır. Ancak bu, veren olabilmek için önce “alabilen” ve en önemlisi “üretebilen” birisi olmayı gerektirir.
 
· Üretmek: Kişinin alnının teriyle, emeğiyle kazanmasıdır. “Emek olmadan yemek olmaz.”
· Bilinçli Harcamak: Kazandığını israf etmeden, ihtiyaçlarına ve olanaklarına göre harcayabilmektir. “Damlaya damlaya göl olur, gide gide yel olur.”
· Onuru ile Vermek: Başkalarının hakkına göz dikmeden, minnet beklemeden, eli açık olabilmektir. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” anlayışıdır.
· Onuru ile Almak (Kabul Etmek): İhtiyacı olduğunda yardım kabul edebilmek, ancak bunu bir alışkanlık ve tembellik haline getirmemektir.
 
Unutmayalım: Para, “yaşamı kolaylaştıran bir enerji aracıdır”; bizim değerimizi, karakterimizi veya ruhumuzun zenginliğini asla tanımlayamaz. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Önce insan, sonra para. Asıl zenginlik, içinizdeki “yokluk bilincini” yok edip, “bolluk ve üretme bilincini” yeşerttiğinizde başlar.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (8)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Zeyno
(06.09.2025 21:09 - #2309)
Emeğinize sağlık teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Özlem Aktaş777
(06.09.2025 22:00 - #2310)
Teşekkürler hocam daha dikkatli olacağım. Alma ve verme dengesi icin❤️
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Dtekkol
(06.09.2025 23:26 - #2311)
Canım hocam asıl zenginlik üreterek bolluk bilincinde olmaktır sıhhatten enbüyük zenginliktir.Kaleminize sağlık. Yine çok verimli bir yazı olmuş
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Öğünç
(07.09.2025 08:34 - #2312)
Bu yazınızı herkes okumalı.Kaleminize sağlık hocam.Üretmeye devam ...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Pınar Yıldız
(15.09.2025 18:20 - #2318)
Yüreğinize sağlık hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Songül
(15.09.2025 18:29 - #2319)
Çok beğendim yazınızı anlamak için birkez daha okudum tam manasıyla kaleminize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hülya Büyükcelasun
(01.10.2025 01:19 - #2324)
Emeğinize yüreğinize sağlık Fatma hocam teşekkürler ediyorum
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Gülşen
(06.10.2025 09:05 - #2325)
Emeğinize, yüreğinize, kaleminize sağlık Fatma Hocam, konuyu o kadar güzel özetlemişsiniz ki ;herkesin bu anlatımdan kendine payda çıkararak faydalanması için neler mümkün.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.