"Üniversiteyi ezber bozmak için okumalıyız!”

BİLİM 10.08.2025 - 07:49, Güncelleme: 10.08.2025 - 07:49 284 kez okundu.
 

"Üniversiteyi ezber bozmak için okumalıyız!”

Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak: "Üniversiteyi ezber bozmak için okumalıyız!” “Yapay zekâdan korkmayın, geri kalmaktan korkun!”

  Tercih dönemindeki gençlerin zihnindeki "Neden üniversite okumalıyım?" sorusunu yanıtlayan İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, “Aslında, ‘Üniversite neden okumalıyız?’ derseniz, ezber bozmak için okumalıyız.” dedi. Yapay zekânın bir araç olduğunu bir hedef olmadığını da dile getiren Prof. Dr.  Kaynak, “Herkes yapay zekâyı nasıl kullanacağını bilmek zorunda. Teknolojiden korkmak yerine onu doğru, üretken ve tahrip etmeden kullanmak önemli. Korkacağınız tek şey geri kalmak.” dedi. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, üniversite tercih dönemindeki gençlerin zihnindeki "Neden üniversite okumalıyım?" sorusunu yanıtladı. Neden üniversite okumalıyız? “Aslında, ‘Üniversite neden okumalıyız?’ derseniz, ezber bozmak için okumalıyız.” diyen Prof. Dr.  Kaynak, “Çünkü hayat görüşlerimizi şekillendiren bilgiler ve düşünceler, yukarıdan bir yerlerden dayatılıyor. Sürekli olarak zihin dünyamızın kalıplarını yıkıp içine bir şey dolduruyorlar. Üniversite eğitiminin bence en önemli özelliği, birbirinden çok farklı düşünce sistemlerini aynı anda edinebildiğiniz için, başkalarının sizin kafanızı bu kadar şekillendirmesine izin vermeme imkânına kavuşmanızdır.” dedi. Üniversite vizyonu, felsefesi olan eleştirel düşünceye açık bir yer olmalı Bilgi edinmenin başka bir şey olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Kaynak, şöyle devam etti: “Google’dan, ChatGPT'den, her taraftan bilgi edinebilirsiniz. Aksine, bilgiyi aradan seçebilmek çok daha önemli hale gelmiş durumda. Çünkü kirli bilgi de var, yalan bilgi de var. Bu bilgiyi eleştirel bir bakış açısıyla yoğurabilmek, elde ettiğim bütün o verilerden bir anlam çıkartabilmek ve bunu bir ürüne dönüştürebilmek bir eğitim gerektiriyor. Eğitimsiz bilginin size hiçbir faydası olmayabilir. Ama bilgiyi nasıl kullanacağınızı bir eğitim süreciyle öğreniyorsanız, alaylıdan mektepliye geçmenin en önemli aşaması budur. Önce bilgiyi seçeceksiniz. Çünkü zehirli bilgi de çok salınıyor. Sırf sizin zihninizi zehirlemek, yanlış şeyler düşünmenizi sağlamak, sizi karamsarlaştırmak, aptallaştırabilmek için bir sürü bilgi salınıyor. O bilgilerin içerisinden kendinizi nasıl farklı, ayrıcalıklı ve üretken hale getireceksiniz? Ve bu hayata nasıl bir anlam katacaksınız? Mesele, yerküre üzerinde geçirdiğiniz süreye bir anlam katıp katmadığınızla ilgilidir. İşte o eğitimi almak, farklı görüşlerden almak ve harmanlayabilmek çok önemli. Bunu üniversite dışında bir yerde edinmek çok kolay değil. Yeter ki doğru düzgün bir üniversite vizyonu, bir felsefesi olsun. Eleştirel düşünceye açık bir yer olsun. Bizim Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Tarhan hep aynı şeyi söyler: ‘Burası Birleşmiş Milletler gibi. Her düşünceden insan olmak zorunda.’ Üniversitenin sahibini eleştirebilecek akademi kadrosunun olduğu tek yer burası gibi geliyor bana. Bizim akademisyenlerimiz istediği sözü söyleyebilir. Bu özgürlük alanını öğrencilerimize de yayıyoruz.” Kötü dünya sendromu ve çalınan umutlar Prof. Dr. Kaynak, "kötü dünya sendromu" var odluğunu söyleyerek, “20. yüzyılda iki dünya savaşı, soğuk savaş, etnik çatışmalar, terör derken 150-200 milyon insan siyasi nedenle hayatını kaybetti. İnsanlar açlık, sefalet ve buhranlar yaşadı. İnsan ömrü ortalama 50-70 yıldı. Ama insanlar bugünkü kadar karamsar değildi. Şimdiki gençlere diyoruz ki, 120 yıl yaşayacaksınız, üstelik sağlıklı yaşayacaksınız. En büyük hastalıkları çözeceğiz. Yapay zekâ sayesinde daha kısa süre çalışıp kendinizi geliştirme imkânınız olacak. Ama gençler o kadar karamsar, o kadar mutsuz ve umutsuz ki. Neden? Çünkü bize sürekli olarak ‘bu dünya kötü’ bilgisi aktarılıyor. Sosyal medya hayatımıza böyle bir şey getirdi. Ama dünya öyle değil. Bakmayı da öğrenmek lazım. Belki de en umutlu olacağımız çağın içinde yaşıyoruz. Üniversitede umudu, umutsuzlukları yenmeyi, hayata anlam katmayı ve kötülüklerin içerisinden iyi şeyler bulabilmeyi öğrenmek ve direnmek lazım. Tabii üniversite meslek de edindirecek. Ama öğrenciler şunu bilmeli: Meslek kadar önemli olan yetenekler ve yetiler de var. Ben bu yaşıma gelmişim, hâlâ yapay zekâ kursları alıyorum, kodlama eğitimi almaya çalışıyorum. Çünkü dünya başka bir yere gidiyor. Bunu bilmeden artık uluslararası ilişkilerin anlaşılabileceğini düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak: "Üniversiteyi ezber bozmak için okumalıyız!” “Yapay zekâdan korkmayın, geri kalmaktan korkun!”

 

Tercih dönemindeki gençlerin zihnindeki "Neden üniversite okumalıyım?" sorusunu yanıtlayan İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, “Aslında, ‘Üniversite neden okumalıyız?’ derseniz, ezber bozmak için okumalıyız.” dedi.

Yapay zekânın bir araç olduğunu bir hedef olmadığını da dile getiren Prof. Dr.  Kaynak, “Herkes yapay zekâyı nasıl kullanacağını bilmek zorunda. Teknolojiden korkmak yerine onu doğru, üretken ve tahrip etmeden kullanmak önemli. Korkacağınız tek şey geri kalmak.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, üniversite tercih dönemindeki gençlerin zihnindeki "Neden üniversite okumalıyım?" sorusunu yanıtladı.

Neden üniversite okumalıyız?

“Aslında, ‘Üniversite neden okumalıyız?’ derseniz, ezber bozmak için okumalıyız.” diyen Prof. Dr.  Kaynak, “Çünkü hayat görüşlerimizi şekillendiren bilgiler ve düşünceler, yukarıdan bir yerlerden dayatılıyor. Sürekli olarak zihin dünyamızın kalıplarını yıkıp içine bir şey dolduruyorlar. Üniversite eğitiminin bence en önemli özelliği, birbirinden çok farklı düşünce sistemlerini aynı anda edinebildiğiniz için, başkalarının sizin kafanızı bu kadar şekillendirmesine izin vermeme imkânına kavuşmanızdır.” dedi.

Üniversite vizyonu, felsefesi olan eleştirel düşünceye açık bir yer olmalı

Bilgi edinmenin başka bir şey olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Kaynak, şöyle devam etti:

“Google’dan, ChatGPT'den, her taraftan bilgi edinebilirsiniz. Aksine, bilgiyi aradan seçebilmek çok daha önemli hale gelmiş durumda. Çünkü kirli bilgi de var, yalan bilgi de var. Bu bilgiyi eleştirel bir bakış açısıyla yoğurabilmek, elde ettiğim bütün o verilerden bir anlam çıkartabilmek ve bunu bir ürüne dönüştürebilmek bir eğitim gerektiriyor. Eğitimsiz bilginin size hiçbir faydası olmayabilir. Ama bilgiyi nasıl kullanacağınızı bir eğitim süreciyle öğreniyorsanız, alaylıdan mektepliye geçmenin en önemli aşaması budur. Önce bilgiyi seçeceksiniz. Çünkü zehirli bilgi de çok salınıyor. Sırf sizin zihninizi zehirlemek, yanlış şeyler düşünmenizi sağlamak, sizi karamsarlaştırmak, aptallaştırabilmek için bir sürü bilgi salınıyor. O bilgilerin içerisinden kendinizi nasıl farklı, ayrıcalıklı ve üretken hale getireceksiniz? Ve bu hayata nasıl bir anlam katacaksınız? Mesele, yerküre üzerinde geçirdiğiniz süreye bir anlam katıp katmadığınızla ilgilidir. İşte o eğitimi almak, farklı görüşlerden almak ve harmanlayabilmek çok önemli. Bunu üniversite dışında bir yerde edinmek çok kolay değil.

Yeter ki doğru düzgün bir üniversite vizyonu, bir felsefesi olsun. Eleştirel düşünceye açık bir yer olsun. Bizim Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Tarhan hep aynı şeyi söyler: ‘Burası Birleşmiş Milletler gibi. Her düşünceden insan olmak zorunda.’ Üniversitenin sahibini eleştirebilecek akademi kadrosunun olduğu tek yer burası gibi geliyor bana. Bizim akademisyenlerimiz istediği sözü söyleyebilir. Bu özgürlük alanını öğrencilerimize de yayıyoruz.”

Kötü dünya sendromu ve çalınan umutlar

Prof. Dr. Kaynak, "kötü dünya sendromu" var odluğunu söyleyerek, “20. yüzyılda iki dünya savaşı, soğuk savaş, etnik çatışmalar, terör derken 150-200 milyon insan siyasi nedenle hayatını kaybetti. İnsanlar açlık, sefalet ve buhranlar yaşadı. İnsan ömrü ortalama 50-70 yıldı. Ama insanlar bugünkü kadar karamsar değildi. Şimdiki gençlere diyoruz ki, 120 yıl yaşayacaksınız, üstelik sağlıklı yaşayacaksınız. En büyük hastalıkları çözeceğiz. Yapay zekâ sayesinde daha kısa süre çalışıp kendinizi geliştirme imkânınız olacak. Ama gençler o kadar karamsar, o kadar mutsuz ve umutsuz ki. Neden? Çünkü bize sürekli olarak ‘bu dünya kötü’ bilgisi aktarılıyor. Sosyal medya hayatımıza böyle bir şey getirdi. Ama dünya öyle değil. Bakmayı da öğrenmek lazım. Belki de en umutlu olacağımız çağın içinde yaşıyoruz. Üniversitede umudu, umutsuzlukları yenmeyi, hayata anlam katmayı ve kötülüklerin içerisinden iyi şeyler bulabilmeyi öğrenmek ve direnmek lazım. Tabii üniversite meslek de edindirecek. Ama öğrenciler şunu bilmeli: Meslek kadar önemli olan yetenekler ve yetiler de var. Ben bu yaşıma gelmişim, hâlâ yapay zekâ kursları alıyorum, kodlama eğitimi almaya çalışıyorum. Çünkü dünya başka bir yere gidiyor. Bunu bilmeden artık uluslararası ilişkilerin anlaşılabileceğini düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.