‘Af için eylemlerimize katılın’

Adil Yaşam Derneği Başkanı Muhammed Haluk Çavuşoğlu, şu an devletin tüm birimlerinin “terörsüz Türkiye” hedefine odaklandığını, bunun dışında mahkûmlarla ilgili herhangi bir yasal düzenleme olmadığını belirterek, tüm mahkum ailelerine af için mücadele çağrısı yaptı, “Bakın, PKK’lılar bile kurulan komisyonlar sayesinde yeniden yargılanıyor, bazıları serbest kalabiliyor. O hâlde kader mahkûmları neden içeride kalsın?” dedi. Mahkum ailelerine “Yapacağımız tüm legal eylemlere destek olun” diyen Adil Yaşam Derneği Başkanı Muhammed Haluk Çavuşoğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “2005 yılında değiştirilen infaz sisteminden sonra devletimiz şunu çok iyi gördü: Çıkarılan infaz düzenlemeleri hiçbir şeye yaramadı. Çünkü bu sistem, FETÖ’cüler döneminde değiştirildi. Bu problemin farkında olan devlet, 2016’da darbe girişiminin hemen ardından kanun hükmünde kararname (KHK) ile bir infaz düzenlemesi çıkardı. Bu düzenleme, KHK ile yapıldığı için Anayasa Mahkemesi’ne taşınamadı.   2018 seçimlerine kısa bir süre kala Sayın Devlet Bahçeli, “Kader mahkûmlarını affedeceğiz” diyerek büyük bir fitili ateşledi. Bizler 2016 öncesi yargılama hak ihlallerini bildiğimiz için yeniden yargılama taleplerinde bulunuyorduk. Ancak Devlet Bahçeli gibi bir devlet adamının böyle bir söz vermesi, bizleri af talebinde bulunmaya sevk etti.   2020 yılında pandemi sebebiyle Dünya Sağlık Örgütü, tüm ülkelere “cezaevi kapılarını açın, genel af çıkarın” çağrısı yaptı. Gayrimüslim ülkeler bile bu çağrıya kulak verip genel af çıkarırken, bizim ülkemizde yalnızca infaz düzenlemesi yapıldı. Kapalı cezaevindekiler bu düzenlemeden yararlanamadı; açık cezaevindekiler ise izne gönderildi. İzne gönderilenlerin büyük kısmı, uyuşturucu, cinayet, cinsel suç, hırsızlık gibi katalog suçlardan hükümlüydü.   Devletimiz, bu insanlara “Ne yer, ne içersiniz, ailenize nasıl bakacaksınız?” diye sormadı, hiçbir destek sağlamadı. Onlar kendi imkânlarıyla ayakta durmaya, iş kurmaya, yeniden aile olmaya çalıştılar. Birçoğu işyeri açtı, özgür insanlara istihdam sağladı.   Bu nedenle iki ay arayla uzatılan izin süreleri, Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla bir yıl üç ay daha uzatıldı. 2023 yılında ise yeniden çıkarılan infaz düzenlemesiyle dönüşleri tamamen engellendi.   Ancak burada bir sorun vardı: Kapalı cezaevindeki mahkûmlar pandeminin en ağır şartlarını içeride geçirdiler. İzindekilere verilen beş yıl ek denetimli serbestlik, kapalı cezaevlerinde dosyaları onaylanmamış hükümlülere verilmedi. Bu durum, Anayasa Mahkemesi’nin “eşitlik ilkesi”ne açıkça aykırıydı.   Üstelik Anayasa Mahkemesi verilerine göre yüzde 77 oranında hak ihlali var. Yani 100 kişiden 77’si ya adil yargılanmadı, ya da hak etmediği cezalarla cezaevinde yatıyor. Peki, Anayasa Mahkemesi’ni dinleyen kim?   Bugün gelinen noktada Türkiye’nin konumu Ortadoğu’da belirleniyor, partiler dizayn ediliyor. İktidarlar elbette halkına bir şeyler yapmak ister; ancak şu an devletin tüm birimleri “terörsüz Türkiye” hedefine odaklanmış durumda. Bunun dışında mahkûmlarla ilgili herhangi bir yasal düzenleme yok.   11. Yargı Paketi’nde mahkûmlar için bir düzenleme olacağı söylendi, ama gördük ki hiçbir şey yok. Bazı milletvekilleri, avukatlar ve gazeteciler “duyum aldık, infaz düzenlemesi gelecek” diyerek kendilerine PR yapıyorlar. Bu kişilerle görüşen arkadaşlara sesleniyorum: Neden onlara şu soruyu sormuyorsunuz? “Bir genel af etiketiyle neden tweet atmıyorsunuz? Neden bizimle birlikte bir basın açıklaması yapmıyorsunuz?” Biz milyonlarız arkadaşlar. Bu sürecin içinde olan bir kardeşiniz olarak söylüyorum: Önceleri cezaevlerindeki sorunları mahkum ve ailelerinin yaşadıklarını yargılama hak ihlallerini ve ülkemizdeki hukuk problemini bizzat yaşadığımız için Türkiye’nin en büyük platformunu kurduk. Ardından Türkiye’nin en aktif derneğini 81 ilde temsilciliği olan bir derneğin başkanı ve kardeşiniz olarak kardeşiniz açıkça söylüyorum:   Şu anda mahkûmlarla ilgili hiçbir şey yok. Ancak iktidar bir infaz düzenlemesi planlıyor, sadece zamanını kimse bilmiyor. Bu düzenlemenin geçmişteki gibi “5’te 2” ya da “yarı yarıya” (1/2) infaz sistemi şeklinde olması bekleniyor. Şimdi tüm mahkûmlara ve ailelerine sesleniyorum: Hiçbirinizin yakınları PKK terör örgütü kadar suçlu değil! Hiçbiriniz onlar kadar suç işlemediniz!  Gelin birlikte hareket edelim, mücadele edelim. Devletin, iktidarın ilgisini çekelim, bu sürece dâhil olalım.   Bakın, eğer bunu yaparsak göreceksiniz, 2018 yılında Devlet Bahçeli’nin “EYT ve kader mahkûmlarına af” sözü vardı. EYT’liler mantıklı bir şekilde mücadele ettiler. Sayın Cumhurbaşkanımız, “İskandinav ülkeleri bu yüzden battı, bu konuyu bana getirmeyin” dediği halde, seçim kaybetmemek adına EYT’liler haklarını aldı.   Peki biz, kader mahkûmları neden alamadık? Çünkü Devlet Bahçeli’nin attığı pası gole çeviremedik. Cezaevlerinde binlerce milliyetçi mahkûm yatıyor. Bu insanlar partilerini sorguluyor. Ancak biliyorsunuz, partilerde tek adam sistemi hâkim. Bu durum bir patlama noktasına gelmiş durumda.   Biz bu sürece dâhil olursak, emin olun başarabiliriz. Bakın, PKK’lılar bile kurulan komisyonlar sayesinde yeniden yargılanıyor, bazıları serbest kalabiliyor. O hâlde kader mahkûmları neden içeride kalsın?   Bunu yapabilir miyiz? Emin olun yapabiliriz! Gelin beni dinleyin. Bu mesajımı Türkiye’nin 81 ilindeki mahkûmlara ve ailelerine ulaştırın. Yapacağımız tüm legal eylemlere destek olun.   Siz gelmezseniz, biz de cesaret edemiyoruz. Ama siz gelirseniz, çok daha büyük bir güç oluruz. Ve göreceksiniz, sevdiklerimizi o dar yerlerden çıkaracağız. Toplumsal barışın, toplumun tüm bireyleriyle tamamlanmasını istiyorum. Mücadelemizi dua ile harmanlayarak sürdürelim. Rabbim ıslah olmuş kader mahkûmlarına hayırlı bir kapı açsın. Ülkemizi, birliğimizi korusun. Hiçbir anne ağlamasın, çocuklar sevinsin ve Türkiye yeniden güçlü bir hale gelsin.”