Belirsizliklerle yaşamayı öğrenelim ve onları kucaklayalım

BİLİM 06.05.2023 - 09:07, Güncelleme: 29.09.2023 - 04:46 2653+ kez okundu.
 

Belirsizliklerle yaşamayı öğrenelim ve onları kucaklayalım

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Fatmanur Karahan, son zamanlarda daha çok gündeme gelen, yaşamdaki belirsiz gerçek tehditlerden biri olan depremle birlikte, belirsizliğe tahammülsüzlük durumunun neden kaygılarımızı bu kadar arttırdığına dair açıklamalarda bulundu.

  Belirsizlik stres verici ve üzücü bir hale gelebilir Geleceği bilememenin kişilere rahatsız edici gelebileceğini söyleyerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Fatmanur Karahan, “Geleceğin bizim için ne getireceğini her zaman bilmek isteriz ve bu duruma tahammül etmekte güçlük çekebiliriz. Belirsizlik stres verici ve üzücü bir hale gelebilir. Alınan gelecek kararlarında belirsizliğe rağmen plan yapmak kişilerde strese ve üzüntüye sebep olabilir. Belirsizlik sebebiyle eyleme geçmekten kaçınılabilir. Özellikle mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olan kişiler yaptıkları planla ilgili olumsuz olabilecek belirsizlikler olması endişesiyle işlerini erteleyebilir, plan yapmaktan kaçınabilirler.” dedi. Belirsizliğe tahammülsüzlük tek başına bir hastalık değil Kişinin kendisinde belirsizlikle ilgili olumsuz değerlendirmelerinin de kaygıyı arttıran bir sebep olabileceğine değinen Karahan, “Kişi kendisinin aksine diğer insanların ne yapacaklarından emin gözüktüğünü düşünmesi ancak bu konuda kendisinin emin olamadığı kaygısına kapılması da bir diğer stres faktörüdür. Belirsizliğe tahammülsüzlük tek başına bir hastalık değildir ancak panik bozukluk, yaygın anksiyete, OKB ve depresyon gibi birçok hastalık grubunda sıkça karşılaştığımız bir durumdur.” şeklinde konuştu. Çözmeye çalışmak belirsizliği arttırır Hayatta kontrol edebildiğimiz ve edemediğimiz birçok alan olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Fatmanur Karahan, “Yapılabilecek en sağlıklı şey, kontrol edebildiğimiz alanlarda kendi seçimlerimiz ve davranışlarımızla elimizden gelenin en iyisini yapmak; duygularımız, düşüncelerimiz, başkalarının duygu, düşünce ve davranışları, çevresel olaylar, genetik ve geçmiş olaylar gibi kontrol edemediğimiz alanlarda da kabullenip kontrol etmeye çalışmayı bırakmak olmalı.” önerisinde bulundu.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Fatmanur Karahan, son zamanlarda daha çok gündeme gelen, yaşamdaki belirsiz gerçek tehditlerden biri olan depremle birlikte, belirsizliğe tahammülsüzlük durumunun neden kaygılarımızı bu kadar arttırdığına dair açıklamalarda bulundu.

 

Belirsizlik stres verici ve üzücü bir hale gelebilir

Geleceği bilememenin kişilere rahatsız edici gelebileceğini söyleyerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Fatmanur Karahan, “Geleceğin bizim için ne getireceğini her zaman bilmek isteriz ve bu duruma tahammül etmekte güçlük çekebiliriz. Belirsizlik stres verici ve üzücü bir hale gelebilir. Alınan gelecek kararlarında belirsizliğe rağmen plan yapmak kişilerde strese ve üzüntüye sebep olabilir. Belirsizlik sebebiyle eyleme geçmekten kaçınılabilir. Özellikle mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olan kişiler yaptıkları planla ilgili olumsuz olabilecek belirsizlikler olması endişesiyle işlerini erteleyebilir, plan yapmaktan kaçınabilirler.” dedi.

Belirsizliğe tahammülsüzlük tek başına bir hastalık değil

Kişinin kendisinde belirsizlikle ilgili olumsuz değerlendirmelerinin de kaygıyı arttıran bir sebep olabileceğine değinen Karahan, “Kişi kendisinin aksine diğer insanların ne yapacaklarından emin gözüktüğünü düşünmesi ancak bu konuda kendisinin emin olamadığı kaygısına kapılması da bir diğer stres faktörüdür. Belirsizliğe tahammülsüzlük tek başına bir hastalık değildir ancak panik bozukluk, yaygın anksiyete, OKB ve depresyon gibi birçok hastalık grubunda sıkça karşılaştığımız bir durumdur.” şeklinde konuştu.

Çözmeye çalışmak belirsizliği arttırır

Hayatta kontrol edebildiğimiz ve edemediğimiz birçok alan olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Fatmanur Karahan, “Yapılabilecek en sağlıklı şey, kontrol edebildiğimiz alanlarda kendi seçimlerimiz ve davranışlarımızla elimizden gelenin en iyisini yapmak; duygularımız, düşüncelerimiz, başkalarının duygu, düşünce ve davranışları, çevresel olaylar, genetik ve geçmiş olaylar gibi kontrol edemediğimiz alanlarda da kabullenip kontrol etmeye çalışmayı bırakmak olmalı.” önerisinde bulundu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.